ANA SAYFA AÇIKLAMALAR SURELER AYETLER İÇİNDEKİLER MEKKE DÖNEMİ NOTLAR HİCRET NOTLAR MEDİNE DÖNEMİ NOTLAR HZ. MUHAMMED’İN ÖLÜMÜ HZ. MUHAMMED’DEN SONRA SON NOTLAR




            111- İMTİHAN EDEN | MÜMTEHİNE (Kitap Sırası-60)


SURE AÇIKLAMASI (Diyanet İşleri Başkanlığı)
Medine döneminde inmiştir. 13 âyettir. Onuncu âyette, Hudeybiye antlaşmasından sonra müşrikler arasından çıkıp Medine’ye gelen ve müslüman olduklarını söyleyen kadınların imtihan edilmeleri emredildiği için sûreye mecazen, “imtihan eden” anlamında “mümtehine” denmiştir. Sûrede başlıca, Allah için sevmek, Allah için buğz etmek ve müslümanlarla kâfirler arasındaki ilişkilere dair bazı uyarılar konu edilmektedir.

            Şefkatle merhamet eden Allah’ın adıyla.

1.         Ey İman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Hâlbuki onlar size gelen hakkı inkâr ettiler. Rabbiniz olan Allah’a inandınız diye Resûlü ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer rızamı kazanmak üzere benim yolumda cihad etmek için çıktıysanız (böyle yapmayın). Onlara gizlice sevgi besliyorsunuz.1 Oysa ben sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa, mutlaka doğru yoldan sapmıştır.

2.         Şâyet onlar sizi ele geçirirlerse, size düşman olurlar, size ellerini ve dillerini kötülükle uzatırlar ve inkâr etmenizi arzu ederler.

3.         Yakınlarınız ve çocuklarınız size asla fayda vermeyecektir. Kıyamet günü Allah aranızı ayıracaktır. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.

4.         İbrahim’de ve onunla birlikte bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine, “Biz sizden ve Allah’ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah’a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir” demişlerdi. Yalnız İbrahim’in, babasına, “Senin için mutlaka bağışlama dileyeceğim. Fakat Allah’tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez” sözü başka. Onlar şöyle dediler: “Ey Rabbimiz! Ancak sana dayandık, içtenlikle yalnız sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır.”2

5.         “Ey Rabbimiz! Bizi, inkâr edenlerin zulmüne uğratma. Bizi bağışla. Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.”

6.         Andolsun, onlarda (İbrahim ve beraberindekilerde) sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü arzu edenler için güzel bir örnek vardır. Kim yüz çevirirse bilsin ki, Allah her bakımdan sınırsız zengindir, övülmeye lâyıktır.

7.         Ola ki Allah sizinle, içlerinden düşman olduğunuz kimseler arasına bir sevgi (ve yakınlık) koyar. Allah, hakkıyla gücü yetendir. Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir.

8.         Allah, sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara âdil davranmaktan men etmez. Şüphesiz Allah, âdil davrananları sever.

9.         Allah, sizi ancak, sizinle din konusunda savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için destek verenleri dost edinmekten men eder. Kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.

10.       Ey iman edenler! Mü’min kadınlar muhacir olarak size geldiklerinde, onları imtihan edin. Allah, onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz onların inanmış kadınlar olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere geri göndermeyin. Çünkü müslüman hanımlar kâfirlere helâl değillerdir. Kâfirler de müslüman hanımlara helâl olmazlar. Mehir olarak harcadıklarını onlara (kocalarına geri) verin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde, bu kadınlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Müşrik karılarınızın nikâhlarına tutunmayın. (Zira bu nikâhlar ortadan kalkmıştır.) Onlara harcadığınız mehri, (evlendikleri kâfir kocalarından) isteyin. Kâfirler de (İslâm’ı kabul eden ve sizinle evlenen eski hanımlarına) harcamış oldukları mehri (sizden) istesinler. Bu, Allah’ın hükmüdür. O, aranızda hüküm veriyor. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.3

11.       Eğer eşlerinizden biri kâfirlere kaçar4 ve siz de onlarla çarpışıp ganimet alırsanız, eşleri gidenlere sarf ettikleri (mehir) kadarını verin ve inandığınız Allah’a karşı gelmekten sakının.

12.       Ey Peygamber! Mü’min kadınlar, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek5, hiçbir iyi işte sana karşı gelmemek konusunda sana biat etmek üzere geldikleri zaman, biatlarını kabul et ve onlar için Allah’tan bağışlama dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Not.1         Zina ile ilgili ayetler: Furkan 68, İsra 32, Nisa 15-16, Nur 2-3, 4-9, 13, Mümtehine 12.

                   Sumer mitolojisinde Hammurabi kanunlarında (md.129,130) bir erkek, henüz baba evinde olan bir kızla zor kullanarak zina yaptığında öldürülür, kadınsa serbest bırakılırdı. Evli olan bir bayan başkasıyla yatarken yakalansaydı, hem kendisi, hem de onunla cinsi ilişkiye giren erkek bağlanıp suya atılırlardı.

                   Esnunna kanunlarında (md. 26) “Başkasının nişanlısıyla yatan bir insanın cezası idamdı”. Orta Asur kanunlarında bazı durumlarda zinanın cezası ölümdü. Bir kadını öpmenin cezası bile ağırdı: Öpen kişinin alt dudağı balta ile kesilirdi (Orta Asur kanunları, md. 9/A,15/A, 55/A md. 56/A).

                   Tevrat’ta zina suçunun cezası ölümdür. Evlenen bir kız bakire çıkmazsa, halk toplanır, babasının evi önünde onu taşlayarak/recimle öldürür. Sormak lâzım; acaba Tevrat ve Kur’an’ın tanrısı erkeklerin bekâretini nasıl, hangi yöntemle kontrol altına alır? 

                   İncil’de: Zinadan dolayı insan öldürülür diye somut bir açıklama yok; sadece zinanın kötülüğü dile getirilmiştir

                   Kur’an’da: Doğrusu zina konusunda Muhammed’in yaptıklarıyla Kur’an’daki bilgiler birbirlerini pek tamamlamıyor. Kur’an’da birkaç yerde zinanın kötülüğünden, insanların ona yaklaşmamasından söz ediliyor; ancak taşlanarak öldürme gibi ağır cezadan söz edilmiyor. Artık Kur’an yazıldığı zaman recimle insan öldürme meselesi bilerek mi kayda geçmemiş, unutulmuş mu veya bunun başka nedenleri mi var bu pek bilinmiyor; kesin bilinen bir şey var ki, Muhammed zinadan dolayı birçok insanı recimle (taşlama yöntemiyle) infaz etmiştir. Zina cezasıyla ilgili Kur’an’da var olan ceza yöntemi Nur 2’de şöyle açıklanır: “Zina yapan kadın ve erkeğe yüzer değnek vurun.”

                   Şunu da belirteyim ki, kamçıyla ceza verme yöntemi Sümerlerde de yaygındı; doğrusu, Kur’an’ın bu uygulaması da geçmişe dayanır. Hammurabi “Bir insan kendinden büyük olan birine tokat atarsa, toplum içinde ona öküz kuyruğundan 60 kamçı vurulur” diye kanununa yazmıştı (md. 202). Az önce belirtildiği gibi Kur’an nasıl bu ceza toplum içinde uygulansın demişse, aynısını Sümerler de uyguluyordu. Kur’an’da değnek cezası dışında herhangi bir cezadan söz edilmiyor.

                   bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.112-116)

Not.2         Zorla yapılan bir zina olayının cezası hem Tevrat’ta, hem de Sümer kanunlarında belirtilmiştir; fakat Kuran’da buna değinilmemiştir.

13.       Ey iman edenler! Kendilerine Allah’ın gazap ettiği, kabirlerdeki kâfirlerin ümit kestikleri gibi tamamen ahiretten ümitlerini kesmiş6 bir toplumu dost edinmeyin.





DİPNOTLAR (Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Dipnotları)

1.     Bu cümle, “Sevgi sebebiyle onlara sır veriyorsunuz” şeklinde de tercüme edilebilir.

2.     Müşrikler için bağışlama dilemek caiz olmadığı hâlde, Hz. İbrahim’in iman etmeyen babası için bağışlama dilemesi, onun iman edeceğini ummasından dolayı idi. Konu ile ilgili olarak ayrıca bakınız: Tevbe sûresi, âyet, 114.

3.     Hudeybiye antlaşmasıyla ortaya çıkan durumu tanzim eden bu âyete göre, müslümanlara sığınan mü’min kadınlar, Mekke’ye (müşriklere) iade edilmeyecek, kendilerine âyette belirlenen esaslar uygulanacaktır. Çünkü Hudeybiye antlaşmasına göre, müşriklerden kaçıp gelen mü’minler kadın olsun erkek olsun, onlara iade edilecekti. Buna göre âyet, iade edilecek olanların sadece mü’min erkekler olduğunu, mü’min kadınların ise, kâfirlerin nikâhında kalamayacakları için, antlaşmaya dahil olamayacaklarını açıklamaktadır.

4.     Âyetin bu kısmı, “Eğer eşleriniz yüzünden bir şey (verdiğiniz mehirler) kâfirlere geçer..” şeklinde de tercüme edilebilir.

5.     Bu ifade ile, zina mahsulü çocuğun kocaya isnat edilmemesi kastedilmiş olabileceği gibi genel olarak iftirada bulunulmaması (yalan söylenmemesi ve sahtekârlık yapılmaması) da kastedilmiş olabilir.

6.     Âyetin son cümlesi şöyle de tercüme edilebilir: “Kâfirlerin kabirdekilerden ümit kestikleri gibi, ahiretten ümit kesmişlerdir.”



Sonraki sure
HADÎD | DEMİR




KAYNAK KİTAPLARIN LİNKLERİ

1.      Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni

2.      Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2)

3.      Arif Tekin, Sümerlerden İslam'a Kutsal Kitaplar ve Dinler

4.      Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü

5.      Muazzez İlmiye Çığ, Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki Kökeni





SURELER (NÜZUL SIRASI)

Free Web Hosting