33- GÖNDERİLENLER | MÜRSELÂT (Kitap
Sırası-77)
Şefkatle
merhamet eden Allah’ın adıyla.
1-7. Ard arda
gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara,
özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız
(Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
Not.1 Bu
not için bkz. Kalem 52: Kur’an’da Anlamsız
Kelimeler (“Elif Lam Mim”, “usulcacık çekenlere” vb).
Konu: ŞAİR ÜMEYYE B. EBİ SAİT:
Sure başlarında kullanılan anlamları olmayan bu gibi işaretler ve yabancı
kelimeler, o
dönemin şairlerinden ünlü Ümeyye B. Ebi Sait’in
şiirlerinde sıkça
uyguladığı bir taktiktir.
(BU
KONU KALEM SURESİ’NİN SONUNDA -52. ayetten sonra- GENİŞ KAPSAMLI
İŞLENMEKTEDİR)
8. Yıldızların ışığı
söndürüldüğü zaman,
9. Gök yarıldığı
zaman,
10. Dağlar ufalanıp
savrulduğu zaman,
11. Peygamberler için
(ümmetlerine şahitlik etmek üzere) vakit belirlendiği zaman (kıyamet
gerçekleşir).
12. (Bu) hangi güne
ertelenmiştir?
13. Hüküm ve ayırım
gününe.
14. Hüküm ve ayırım
gününü sen ne bileceksin.
15. O gün vay
yalanlayanların hâline!
16. Biz öncekileri
helâk etmedik mi?
17. Sonra arkadan
gelenleri de onların peşine takacağız.
18. Biz suçlulara
işte böyle yaparız.
19. O gün vay
yalanlayanların hâline!
20. Biz sizi bayağı
bir sudan (meniden) yaratmadık mı?
21-22. Sonra onu belli bir
süreye kadar sağlam bir yerde (ana rahminde) tuttuk.
23. Sonra da ona
ölçülü bir biçim verdik. Biz ne güzel biçim verenleriz!
24. O gün vay
yalanlayanların hâline!
25-26. Biz yeryüzünü
dirileri de ölüleri de toplayan (bir yurt) yapmadık mı?
27. Orada sabit yüce
dağlar yaratmadık mı, size tatlı bir su içirmedik mi?
28. O gün vay
yalanlayanların hâline!
29. Onlara şöyle
denecek: “Yalanlamakta olduğunuz şeye (cehennem azabına) gidin.”
30-31. “Üç kola ayrılmış
gölgeye gidin ki, o ne gölgelendirir ne de alevden korur.”
32. Şüphesiz
cehennem, her biri saray büyüklüğünde kıvılcımlar saçar.
33. Bunlar sanki
birer kızıl devedir.
34. O gün vay
yalanlayanların hâline!
35. Bu,
konuşamayacakları gündür.
36. Onlara izin de
verilmez ki, özür dilesinler.
Not.1 KUR’AN’DA NASİH VE MENSUH:
a) Mürselat 35-36, Yasin 65,
Kasas 78, Rahman 39: Bu ayetlerde
kıyamet günü ne insandan, ne de cinden günahı
sorulmayacak. O gün suçluların
ağızları mühürlenecek; ancak elleri
konuşacak, ayakları da şahitlik edecek! Yani suçları kesinleşmiş olanlara
günahları konusunda soru sorulmayacak (çünkü Allah hepsini bilir) deniliyor. “Bu, onların konuşamayacakları gündür. Özür dilemek için onlara
izin de verilmeyecek” deniliyor Kur’an’da.
Bir de bunun tam tersi var. Mesela;
b) Kaf 28, Hicr 92-93, Saffat
27-29, Zumer 31: (Ey Muhammed!) Rabbine and olsun ki, onların hepsinden, yaptıklarını mutlaka soracağız.
Şüphesiz siz kıyamet günü Rabbinizin
huzurunda yargılanacaksınız. Allah o gün şöyle diyecek: “Benim huzurumda
çekişmeyin. Çünkü ben bu (konudaki) uyarıyı size daha önceden yaptım.” Suçlular
birbirlerine yönelip sorarlar (çekişirler). Şöyle derler: “Siz bize sağdan
gelirdiniz. Bize haktan yana görünürdünüz.” Diğerleri de onlara şöyle karşılık
verirler: “Hayır, siz zaten mü’min kimseler değildiniz” anlamında farklı içerik belirten ayetler var.
Sonuç: Peki, o zaman soru-cevap şeklinde bir
yargılama var mı, yoksa Allah her şeyi bildiği için buna gerek yok; artık
kendisi bildiği için istediğini cennete, istediğini de cehenneme mi atacak?
O
gün insanlar konuşacak mı, yoksa Allah her şeyi bildiği için buna gerek yok mu?
Bu bilinmiyor...
Kur’an’daki
bilgi bir şekilde birbirine zıt.
Not.2 İşte
Kur’an’da böylesine zıt olan ayetler hakkında İslam âlimleri nasih ve mensuh kuralını devreye
koymuşlar.
bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın
Kökeni -2), (pdf-s.233-234).
ayrıca: KUR’AN’DA NASİH VE MENSUH: Ala
6-7, İsra 86, Nahl 101, R’ad 39, Bakara 106:
(BU
KONU A’LA SURESİ’NİN SONUNDA -19. ayetten sonra- GENİŞ KAPSAMLI
İŞLENMEKTEDİR)
37. O gün vay
yalanlayanların hâline!
38. Bu, hüküm ve
ayırma günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya toplamışızdır.
39. Eğer bir
tuzağınız varsa, haydi bana tuzak kurun!
40. O gün vay yalanlayanların
hâline!
41. Allah’a karşı
gelmekten sakınanlar, gölgeler içinde ve pınar başlarındadırlar.
42. Canlarının
çektiği meyveler içerisindedirler.
43. Yapmakta
olduğunuz şeylere karşılık afiyetle yiyin için.”
44. Şüphesiz biz
iyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız.
45. O gün vay
yalanlayanların hâline!
46. Ey inkâr edenler!
(Dünyada) yiyin ve birazcık yararlanın! Şüphesiz sizler suçlularsınız.
47. O gün vay
yalanlayanların hâline!
48. Onlara, “Rükû
edin (namaz kılın)” dendiği zaman rükû etmezler.
49. O gün vay
yalanlayanların hâline!
50. Onlar artık ondan
(Kur’an’dan) sonra hangi söze inanacaklar?
KÂF | KÂF HARFİ
KAYNAK KİTAPLARIN LİNKLERİ
1. Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni 2. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2) 3. Arif Tekin, Sümerlerden İslam'a Kutsal Kitaplar ve Dinler 4. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü 5. Muazzez İlmiye Çığ, Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki Kökeni |