ANA SAYFA AÇIKLAMALAR SURELER AYETLER İÇİNDEKİLER MEKKE DÖNEMİ NOTLAR HİCRET NOTLAR MEDİNE DÖNEMİ NOTLAR HZ. MUHAMMED’İN ÖLÜMÜ HZ. MUHAMMED’DEN SONRA SON NOTLAR




            86- ÖLÇÜDE HİLE YAPANLAR | MUTAFFİFÎN (Kitap Sırası-83)


SURE AÇIKLAMASI (Diyanet İşleri Başkanlığı)
Mekke döneminde inmiştir. 36 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “el-Mutaffifîn” kelimesinden almıştır. Mutaffifîn, ölçüde ve tartıda hile yapanlar demektir.

            Şefkatle merhamet eden Allah’ın adıyla.

1.         Ölçüde ve tartıda hile yapanların vay hâline!

Not.1         Kalem 10, 13, 16, Müddessir 19-20, Tebbet 1, Maun 4, Fil 5, Humeze 1, Kamer 20, 31, Araf 175-176, Yasin 8, Furkan 44, En’am 39, Sebe 33, Mutaffifin 1, Rad 6, Dehr 4, Enfal 12-13, A. İmran 152, Cuma 5, Muhammed 12: Allah, Kuran’daki olup bitenlere inanmayan insanlara sadece hayvanlar tabirini kullanmamış; daha ağır terimler de kullanmıştır.

a)               “...ancak hayvanlar gibiler. Hatta daha beterler” (Furkan 44)

b)               “...onların durumu, ciltler dolusu kitap yükletilen eşeğin durumuna benzer” (Cuma 5)

c)               Daha beteri tanrının insana köpek demesi: “Onun durumu köpeğin haline benzer...” (Araf 175-176)

d)               Yine Allah, Ebu Leheb hakkında, “Elleri kurusun” (Tebbet 1), önceki peygamberlerin kavimlerine verdiği cezalardan söz ederken Burnunu kıracağız/ burnunu yere sürteceğiz” (Kalem 16), Ad kavmine verdiği ceza konusunda da “Dibinden kopmuş hurma kütüğü gibi yoluverdiler” (Kamer 20) Semud kavminin cezasıyla ilgili, “Ağılcı çırpısı gibi döküldüler” (Kamer 31), Ebabil  kuşlarının hışmına uğrayan Ebrehe ve ordusu için “Yenik ekin gibi yaptı” (Fil 5), inanmayanlar için “Hayvan gibi yayıp içerler” (Muhammed 12), “Vay şu insanların haline!” (Mutaffifin 1, Humeze 1 vb), “Ayetlerimi yalanlayanlar sağır, dilsizler ve karanlık içindeler” (En’am 39) gibi ifadeler kullanmıştır.

e)               Kalem 10’da  Allah beğenmediği insan hakkında, “Mehin” diyor  ki bu kelime hor, alçak, dölü tutmaz erkek hayvan, dar görüşlü insan anlamlarına gelir. Yine aynı surenin bir başka ayetinde (Kalem 13) insana “Zenim” diyor  ki soysuz, nesebi bellisiz kişi anlamına gelir.

f)                Bazı ayetlerde de Kur’an, ahrette bazı insanların boğazına köpek tasması gibi demir geçirileceğini yazıyor (Kalem 16, Müddessir 19-20, Tebbet 1, Maun 4, Fil 5, Hümeze 1, Kamer 20, 31, Yasin 8, Sebe 33, Mutaffifin 1, Rad 6, Dehr 4).

g)               Allah ayrıca Uhud harbiyle ilgili: “Allah’ın izniyle siz düşmanlarınızı kesip doğruyordunuz” (A. İmran 152), Bedir harbiyle ilgili, “Biz Allah olarak düşmanın kalbine korku bırakacağız, siz onların boyunlarının üstüne vurun, parmaklarını doğrayın (Enfal 12-13) gibi akıl almaz sözler sarfediyor!

Özetle;      Demek ki Tevrat ve Kuran’da anlatılan efsanelere inanmayan insanlar, insanlık adına ne kadar yararlı şeyler de icat etse yine kutsal dinlerin Allah’ı katında hayvanlardan beterler; hatta eşekten farkları yoktur. Bu ifadeler kâinatın yaratıcısı olduğuna inanılan bir tanrıya isnat edilemez!

                   bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.160-161 ve 147).

2.         Onlar insanlardan (bir şey) ölçüp aldıkları zaman, tam ölçerler.

3.         Fakat kendileri onlara bir şey ölçüp, yahut tartıp verdikleri zaman eksik ölçüp tartarlar.

4-6.      Onlar, büyük bir gün; insanların, âlemlerin Rabbinin huzurunda duracakları gün için diriltileceklerini sanmıyorlar mı?

7.         Hayır, günahkârların yazısı, muhakkak “Siccîn”dedir.

Not.1         APAÇIK ARAPÇA” KUR’AN’DA YABANCI KELİMELER:

                   Meryem 97, Taha 113, Şuara 193-195, 198-199, Yusuf 2, En’am 92, Zümer 28, Fussilet 3, 44, Şura 7, Zuhruf 2-3, Duhan 58, Ahkaf 12, Nahl 103, İbrahim 4, Rad 37: Bu ayetlerde (16 yerde) Kur’an;

                   Biz Kur’an’ı iyice anlayasınız diye apaçık Arapça indirdik” diyor. Bir yerde;

                   Arapça bilmeyene indirseydik, yine inanmazdı” diyor! (Şuara 198-199). Bir yerde;

                   Kur’an’ı bir insan öğretiyor’ dediklerini biliyoruz, o kimsenin dili yabancıdır” diyor (Nahl 103).

Oysa;        bu ayetlerin (Mutaffîfin 7-9) Arapçasında geçen;

                   SİCCİNkelimesi Arapça değildir.

                   Zindan/hapishane/cezaevi” anlamına gelir. Ayette “yazılı bir kitaptır!” denilmiş, Anlaşılan, tanrıya göre “kötü olanların not defteri”dir. Hangi dilden geldiği bilinmiyor (Arapça karşılığı bulunmasına rağmen başka dilden alınmıştır. Çünkü kaynak o dilde anlatılan/yazılan hikâyedir).

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.299).

8.         “Siccîn”in ne olduğunu sen ne bileceksin.

9.         O, yazılmış bir kitaptır.

Not.1         APAÇIK ARAPÇA” KUR’AN’DA YABANCI KELİMELER:

                   Meryem 97, Taha 113, Şuara 193-195, 198-199, Yusuf 2, En’am 92, Zümer 28, Fussilet 3, 44, Şura 7, Zuhruf 2-3, Duhan 58, Ahkaf 12, Nahl 103, İbrahim 4, Rad 37: Bu ayetlerde (16 yerde) Kur’an;

                   Biz Kur’an’ı iyice anlayasınız diye apaçık Arapça indirdik” diyor. Bir yerde;

                   Arapça bilmeyene indirseydik, yine inanmazdı” diyor! (Şuara 198-199). Bir yerde;

                   Kur’an’ı bir insan öğretiyor’ dediklerini biliyoruz, o kimsenin dili yabancıdır” diyor (Nahl 103).

Oysa;        bu ayetlerin (Muttaffifin 9, 20 -iki ayet aynıdır-) Arapçasında geçen;

                   MERKUMkelimesi Arapça değildir.

                   İbranice’dir,yazılmış/ kaydedilmiş” anlamına gelir. Kehf 9’daki Rakim” kelimesiyle aynı kökten olduğundan Rumca olduğu da söylenebilir (Arapça karşılığı bulunmasına rağmen başka dilden alınmıştır. Çünkü kaynak o dilde anlatılan/yazılan hikâyedir).

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.294-295).

10-11.  O gün yalanlayanların; hesap ve ceza gününü yalanlayanların vay hâline!

12.       Onu, ancak her azgın, günahkâr kimse inkâr eder.

13.       Ona âyetlerimiz okununca, “Eskilerin masalları” der.

14.       Hayır, hayır! Doğrusu onların kazanmakta oldukları kalplerini paslandırmıştır.

15.       Hayır, şüphesiz onlar, kıyamet günü Rablerini görmekten mahrum bırakılacaklardır.

16.       Sonra onlar muhakkak cehenneme gireceklerdir.

17.       Sonra da onlara, “Yalanlamakta olduğunuz işte budur” denecektir.

18.       Hayır (sandıkları gibi değil!) iyilerin yazısı “İlliyyûn”dadır.

19.       “İlliyyûn”un ne olduğunu sen ne bileceksin.

20.       O, yazılmış bir kitaptır.

Not.1         APAÇIK ARAPÇA” KUR’AN’DA YABANCI KELİMELER:

                   Meryem 97, Taha 113, Şuara 193-195, 198-199, Yusuf 2, En’am 92, Zümer 28, Fussilet 3, 44, Şura 7, Zuhruf 2-3, Duhan 58, Ahkaf 12, Nahl 103, İbrahim 4, Rad 37: Bu ayetlerde (16 yerde) Kur’an;

                   Biz Kur’an’ı iyice anlayasınız diye apaçık Arapça indirdik” diyor. Bir yerde;

                   Arapça bilmeyene indirseydik, yine inanmazdı” diyor! (Şuara 198-199). Bir yerde;

                   Kur’an’ı bir insan öğretiyor’ dediklerini biliyoruz, o kimsenin dili yabancıdır” diyor (Nahl 103).

Oysa;        bu ayetlerin (Muttaffifin 9, 20 -iki ayet aynıdır-) Arapçasında geçen;

                   MERKUMkelimesi Arapça değildir.

                   İbranice’dir,yazılmış/ kaydedilmiş” anlamına gelir. Kehf 9’daki Rakim” kelimesiyle aynı kökten olduğundan Rumca olduğu da söylenebilir (Arapça karşılığı bulunmasına rağmen başka dilden alınmıştır. Çünkü kaynak o dilde anlatılan/yazılan hikâyedir).

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.294-295).

21.       Ona, Allah’a yakın olanlar şâhit olur.

22.       Şüphesiz iyi kimseler, Naîm cennetindedirler.

23.       Koltuklar üzerinde, (etrafı) seyrederler.

Not.1         APAÇIK ARAPÇA” KUR’AN’DA YABANCI KELİMELER:

                   Meryem 97, Taha 113, Şuara 193-195, 198-199, Yusuf 2, En’am 92, Zümer 28, Fussilet 3, 44, Şura 7, Zuhruf 2-3, Duhan 58, Ahkaf 12, Nahl 103, İbrahim 4, Rad 37: Bu ayetlerde (16 yerde) Kur’an;

                   Biz Kur’an’ı iyice anlayasınız diye apaçık Arapça indirdik” diyor. Bir yerde;

                   Arapça bilmeyene indirseydik, yine inanmazdı” diyor! (Şuara 198-199). Bir yerde;

                   Kur’an’ı bir insan öğretiyor’ dediklerini biliyoruz, o kimsenin dili yabancıdır” diyor (Nahl 103).

Oysa;        bu ayetlerin (Yasin 56, Kehf 31, Mutaffifin 23, 35, bu iki ayet aynıdır, İnsan 13) Arapçasında geçen;

                   ERAİKkelimesi Arapça değildir.

                   Habeşçe’dir, “tahtlar” anlamına gelir. Ayette “tahtlar/koltuklar” olarak kullanılmıştır (özellikle “cennet, cehennem” gibi “öte dünya” ile ilgili kelimeler başka dilden alınmıştır. Çünkü kaynak o dilde anlatılan/yazılan hikâyedir).

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.283).

24.       Onların yüzlerinde, nimetlerin sevincini görürsün.

25.       Onlara, mühürlü (el değmemiş) saf bir içecekten içirilir.

26.       Onun (içiminin) sonu bir misktir (ağızda misk gibi koku bırakır). İşte yarışanlar, bunun için yarışsınlar.1

Not.1         APAÇIK ARAPÇA” KUR’AN’DA YABANCI KELİMELER:

                   Meryem 97, Taha 113, Şuara 193-195, 198-199, Yusuf 2, En’am 92, Zümer 28, Fussilet 3, 44, Şura 7, Zuhruf 2-3, Duhan 58, Ahkaf 12, Nahl 103, İbrahim 4, Rad 37: Bu ayetlerde (16 yerde) Kur’an;

                   Biz Kur’an’ı iyice anlayasınız diye apaçık Arapça indirdik” diyor. Bir yerde;

                   Arapça bilmeyene indirseydik, yine inanmazdı” diyor! (Şuara 198-199). Bir yerde;

                   Kur’an’ı bir insan öğretiyor’ dediklerini biliyoruz, o kimsenin dili yabancıdır” diyor (Nahl 103).

Oysa;        bu ayette geçen;

                   MİSKkelimesi Arapça değildir.

                   Farsça’dır, “koku” demektir (özellikle “cennet, cehennem” gibi “öte dünya” ile ilgili kelimeler başka dilden alınmıştır. Çünkü kaynak o dilde anlatılan/yazılan hikâyedir).

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.280-281).

27.       O içeceğin katkısı tesnimdir.

28.       Bir pınar ki, Allah’a yakın olanlar ondan içerler.

29.       Şüphesiz günahkârlar, (dünyada) iman edenlere gülüyorlardı.

30.       Mü’minler yanlarından geçtiğinde, birbirlerine kaş göz ederek onlarla alay ediyorlardı.

31.       Ailelerine dönerken zevk ve neşe içinde gülüşe gülüşe dönüyorlardı.

32.       Mü’minleri gördükleri vakit, “Hiç şüphe yok, şunlar sapık kimselerdir” diyorlardı.

33.       Hâlbuki onlar, mü’minlerin başına bekçi olarak gönderilmemişlerdi.

34.       İşte bugün de mü’minler kâfirlere gülerler.

35.       Koltuklar üzerinde (etrafı) seyrederler.

Not.1         APAÇIK ARAPÇA” KUR’AN’DA YABANCI KELİMELER:

                   Meryem 97, Taha 113, Şuara 193-195, 198-199, Yusuf 2, En’am 92, Zümer 28, Fussilet 3, 44, Şura 7, Zuhruf 2-3, Duhan 58, Ahkaf 12, Nahl 103, İbrahim 4, Rad 37: Bu ayetlerde (16 yerde) Kur’an;

                   Biz Kur’an’ı iyice anlayasınız diye apaçık Arapça indirdik” diyor. Bir yerde;

                   Arapça bilmeyene indirseydik, yine inanmazdı” diyor! (Şuara 198-199). Bir yerde;

                   Kur’an’ı bir insan öğretiyor’ dediklerini biliyoruz, o kimsenin dili yabancıdır” diyor (Nahl 103).

Oysa;        bu ayetlerin (Yasin 56, Kehf 31, Mutaffifin 23, 35, bu iki ayet aynıdır, İnsan 13) Arapçasında geçen;

                   ERAİKkelimesi Arapça değildir.

                   Habeşçe’dir, “tahtlar” anlamına gelir. Ayette “tahtlar/koltuklar” olarak kullanılmıştır (özellikle “cennet, cehennem” gibi “öte dünya” ile ilgili kelimeler başka dilden alınmıştır. Çünkü kaynak o dilde anlatılan/yazılan hikâyedir).

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.283).

36.       Nasıl, kâfirler yapmakta olduklarının karşılığını buldular mı?

Not.1         Kuran’ın değişik yerlerinde tartı ve ölçülere dikkat edin, bu konuda dürüst davranın denir. Fakat ahiret tehdidi dışında herhangi bir yaptırım söz konusu değildir. Sümer kanunlarında ise bu konuda dürüstlük önerilmekle birlikte aksine hareket edenlere uygulanan cezadan da söz edilmiştir. Kaynak: Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.34).





DİPNOTLAR (Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Dipnotları)

1.     Âyetin ilk cümlesi şöyle de tercüme edilebilir: “Onun mührü misktir.”



Sonraki sure
RA'D | GÖK GÜRÜLTÜSÜ




KAYNAK KİTAPLARIN LİNKLERİ

1.      Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni

2.      Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2)

3.      Arif Tekin, Sümerlerden İslam'a Kutsal Kitaplar ve Dinler

4.      Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü

5.      Muazzez İlmiye Çığ, Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki Kökeni





SURELER (NÜZUL SIRASI)

Free Web Hosting