ANA SAYFA AÇIKLAMALAR SURELER AYETLER İÇİNDEKİLER MEKKE DÖNEMİ NOTLAR HİCRET NOTLAR MEDİNE DÖNEMİ NOTLAR HZ. MUHAMMED’İN ÖLÜMÜ HZ. MUHAMMED’DEN SONRA SON NOTLAR




            105- ODALAR | HUCURÂT (Kitap Sırası-49)


SURE AÇIKLAMASI (Diyanet İşleri Başkanlığı)
Medine döneminde inmiştir. 18 âyettir. Sûre, adını dördüncü âyette geçen “Hucurât” kelimesinden almıştır. Hucurât odalar demektir. Burada Hz. Peygamber’in aile efradıyla birlikte ikamet ettiği odalar kastedilmektedir. Sûrede başlıca, mü’minlerin, gerek Hz. Peygambere karşı, gerek kendi aralarında uymaları gereken bazı görgü ve ahlâk kuralları konu edilmektedir.

            Şefkatle merhamet eden Allah’ın adıyla.

1.         Ey iman edenler! Allah’ın ve Peygamberinin önüne geçmeyin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

2.         Ey iman edenler! Seslerinizi, Peygamber’in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber’e yüksek sesle bağırmayın, yoksa siz farkına varmadan işledikleriniz boşa gider.

Not.1         Beni Temim kabilesinden bir heyet Muhammed’e gelir. O sırada Ebubekir’le Ömer de Muhammed’in yanındalar. Bunlar, Muhammed’in huzurunda tartışmaya, birbirlerine kırıcı sözler söylemeye başlarlar. Bu sırada bu ayet oluşturulur: Kaynak: Arif Tekin Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü, (pdf-s.62); İslami Kaynaklar: Arif Tekin’in kitabında.

Not.2         Kimileri, Muhammed huzurunda Ebu Bekir’le Ömer arasında bir tartışma olmuş, seslerini normalin üstüne çıkarıp yüksek sesle konuşmuşlar diyorlar, kimileri başka isimler öne sürüp bu tartışmalardan dolayı bu ayet inmiştir diyorlar. İsimler o kadar önemli değil; önemli olan olaydır. Bu basit olaya karşı yine inandığı Allah’ını küçük düşürmek suretiyle o insanlara karşı kullanıyor.

                   bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.178).

3.         Allah’ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, Allah’ın, gönüllerini takvâ (Allah’a karşı gelmekten sakınma) konusunda sınadığı kimselerdir. Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.

Not.1         Hucurat 2’de tartışan kişilerin Muhammed’e karşı seslerini kısmaları isteniyor.

                   bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.178).

4.         (Ey Muhammed!) Odaların arkasından sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir.1

Not.1         Bu ayette anlatılan olayın yaşandığı zaman, Medine döneminin 9. yılı. Özeti şu:

a)               Mekke’nin fethinden sonra bölge kabileleri Muhammed ve taraftarlarına karşı koyamayacaklarını görünce, gruplar halinde Muhammed’e gelip Müslüman olduklarını söylüyorlar. Bu zaten Nasr suresinde anlatılıyor.

b)               Bu arada  Temimoğulları’ndan 70-80 kişilik bir grup öğlen vakti Muhammed’in de içinde bulunduğu hanımlarına ait odaların yanına varıyorlar ve “Ey Muhammed bize çık!” diye bağırıyorlar.

c)               Muhammed o sırada hanımlarından birinin odasında uyurken onların seslerinden uyanınca çok öfkeleniyor. Bir daha kimse onu rahatsız etmesin diye o anda Cebrail’in bu ayeti getirdiğini söylüyor.

d)               Muhammed’in, İslamiyet’i kabul etmeye yeni gelen, kendileriyle henüz tanışmadığı o safirler/ masum insanlar hakkında, “Çoğu akılsızlargibi ifadeler oluşturup Kuran’a yazması; tanrısını, uykusunun kaçırılması veya belki de hanımlarıyla sevişirken istirahatının bozulması  yüzünden  kullanması, bana göre Allah’ına karşı yaptığı en büyük hakarettir.

e)               Kim bilir belki az önce sözünü ettiğim Zeynep gecesindeki gibi hanımlarıyla yatarken istirahatı bozulduğu için bu sert açıklamalarda bulunmuş. Manzaradan zaten bu anlaşılıyor.

f)                Yoksa İslamiyeti kabul etmekten başka hiçbir kötü niyetleri olmayan bu insanlara karşı ne kızması, ne de bu basit konuda kendi tanrısını küçük düşürmesi gerekir. Zaten çoğu tefsirlerde, “O sırada Muhammed bir hanımının odasında yatıyordu” ifadesi vardır.

                   bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.173).

5.         Onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Not.1         Hucurat 4’te sözü edilen Temimoğulları için sabretselerdi daha iyi olurdu deniyor.

                   bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.178).

6.         Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.

Not.1         Velit b. Ukbe halife Osman’ın kardeşiydi. Anneleri bir, babaları ayrıydı. Velit’in babası Ukbe, Bedir harbinde sağ olarak ele geçirilmiş ve Hz. Muhammed’in talimatıyla öldürülmüştü.

a)               Beni Mustalık kabilesi Müslüman olunca (tabi ki kılıç zoruyla), Hz. Muhammed onlara, “Ben adamımı gönderirim, zekâtınızı/verginizi ona teslim eder­siniz diyor. Günü gelince Hz. Muhammed Velit b. Ukbe’yi bu işle görevlendiriyor. Ancak adam yarı yoldan geri dönüyor. Bu­nun nedeni de korku! Çünkü daha önce bu kabile ile Velit b. Ukbe arasında husumet var, onun için gitmeye cesaret edemiyor.

b)               Bu arada Hz. Muhammed, Ne yaptın? diye sorun­ca o Ben gittim, meğer onlar tekrardan İslamiyet’ten dönmüş­ler. Kendimi zor kurtardım; yoksa beni de öldüreceklerdi. Üste­lik zekât da vermeyeceklerini söylediler diyor.

                   Bunun üzerine Hz. Muhammed onlara karşı savaş hazırlığı yapıyor.

c)               Diğer taraftan Hz. Muhammed’in elçisi, belirlenen zamanda gitmeyince, Beni Mustalık tarafında da bir evham başlıyor ve liderleri olan ve aynı zamanda Hz. Muhammed’in eşlerinden Cüveyriye’nin de babası olan kişi Medine’ye gelip durumu öğrenmek istiyor. Olayı duyuncaYalandır, biz zekâtımızı topladık, hazır; ancak memur bekliyorduk; fakat bize herhangi biri uğra­madı” diyor. Bunun üzerine Hz. Muhammed konuyu araştırıyor ve sonuçta elçisi Velit b. Ukbe’nin onlara uğramadığı ortaya çıkıyor.

d)               Bu olay üzerine Hz. Muhammed’e Hucurat suresinin altıncı ayeti indiriliyor.

                   Tüm önemli tefsirlerde bu ayette sözü edilen fasık/ kötü insandan maksat, bu olaydan dolayı Velit b. Ukbe’dir diye yazıyor.

Ek not.1:   İşte halife Osman kendi halifeliğinde, en başta Hz. Muhammed’in sevmediği, hakkında fasıktır/kötü insandır diye ayet indirdiği bir insana, Velit’e, önemli bir konuda (halkı yönetmede) görev veriyor.

Ek not.2:   Bu adam öylesine içki içerdi ki, bir gün kendisi cemaate sa­bah namazını kıldırırken, 4 rekât kıldırıyor (ki sabah namazı iki rekâttır) ve namaz içinde cemaate dönüpdaha fazla kıldırayım mı?” diyecek kadar sarhoş oluyor.

                   Hatta bir savaşta Velit içki içerken birileri “ceza verelim” diyor, birileri de “savaş var uğraşamayız” diyor. Bu arada VelitHaram da olsa, size rağmen ben içerim” diyor.

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.173-174).

7.         Bilin ki, aranızda Allah’ın elçisi bulunmaktadır. Eğer o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah, size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinize güzel göstermiş; inkârı, fasıklığı ve (İslâm’ın emirlerine) karşı çıkmayı da çirkin göstermiştir. İşte bunlar doğru yolda olanların ta kendileridir.

8.         Allah, kendi katından bir lütuf ve nimet olarak böyle yaptı. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir

9.         Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah’ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli davranın. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever.

10.       Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.

11.       Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.

12.       Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.

13.       Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.

14.       Bedevîler “İman ettik” dediler. De ki: “İman etmediniz. (Öyle ise, “iman ettik” demeyin.) “Fakat boyun eğdik” deyin.2 Henüz iman kalplerinize girmedi. Eğer Allah’a ve Peygamberine itaat ederseniz, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”

15.       İman edenler ancak, Allah’a ve Peygamberine inanan, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir.

16.       (Ey Muhammed!) De ki: “Siz Allah’a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysa Allah, göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.”

17.       Müslüman olmalarını bir lütufta bulunmuş gibi sana hatırlatıyorlar. De ki: “Müslüman olmanızı bir lütuf gibi bana hatırlatıp durmayın. Tam tersine eğer doğru kimselerseniz sizi imana erdirmesinden dolayı Allah size lütufta bulunmuş oluyor.”

18.       Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.





DİPNOTLAR (Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Dipnotları)

1.     Uyeyne İbn Husâyn ve Akra’ İbn Hâbis, Temimoğulları’ndan yetmiş kişilik bir heyetle birlikte Hz. Peygamber’in istirahatta bulunduğu bir öğle vaktinde odaların arkasına gelerek, “Ey Muhammed! Yanımıza gel” diye seslenmişlerdi. Âyette onların bu kaba davranışı kınanmaktadır.

2.     Bu cümle, “Fakat İslâm’a girdik, deyin” şeklinde de tercüme edilebilir.



Sonraki sure
TAHRÎM | HARAM KILMAK




KAYNAK KİTAPLARIN LİNKLERİ

1.      Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni

2.      Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2)

3.      Arif Tekin, Sümerlerden İslam'a Kutsal Kitaplar ve Dinler

4.      Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü

5.      Muazzez İlmiye Çığ, Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki Kökeni





SURELER (NÜZUL SIRASI)

Free Web Hosting