ANA SAYFA AÇIKLAMALAR SURELER AYETLER İÇİNDEKİLER MEKKE DÖNEMİ NOTLAR HİCRET NOTLAR MEDİNE DÖNEMİ NOTLAR HZ. MUHAMMED’İN ÖLÜMÜ HZ. MUHAMMED’DEN SONRA SON NOTLAR




            68- KAPLAYIP BÜRÜYEN | ĞÂŞİYE (Kitap Sırası-88)


SURE AÇIKLAMASI (Diyanet İşleri Başkanlığı)
Mekke döneminde inmiştir. 26 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “el-Gâşiye” kelimesinden almıştır. Ğâşiye, kaplayıp bürüyen demektir.

            Şefkatle merhamet eden Allah’ın adıyla.

1.         Dehşeti her şeyi kaplayan felaketin haberi sana geldi mi?

2.         O gün birtakım yüzler vardır ki zillete bürünmüşlerdir.

3.         Çalışmış, (boşa) yorulmuşlardır.

4.         Kızgın ateşe girerler.

5.         Son derece kızgın bir kaynaktan içirilirler.

Not.1         APAÇIK ARAPÇA” KUR’AN’DA YABANCI KELİMELER:

                   Meryem 97, Taha 113, Şuara 193-195, 198-199, Yusuf 2, En’am 92, Zümer 28, Fussilet 3, 44, Şura 7, Zuhruf 2-3, Duhan 58, Ahkaf 12, Nahl 103, İbrahim 4, Rad 37: Bu ayetlerde (16 yerde) Kur’an;

                   Biz Kur’an’ı iyice anlayasınız diye apaçık Arapça indirdik” diyor. Bir yerde;

                   Arapça bilmeyene indirseydik, yine inanmazdı” diyor! (Şuara 198-199). Bir yerde;

                   Kur’an’ı bir insan öğretiyor’ dediklerini biliyoruz, o kimsenin dili yabancıdır” diyor (Nahl 103).

Oysa;        bu ayetlerin (Gaşiye 5, İnsan 15) Arapçasında geçen;

                   ANİYEkelimesi Arapça değildir.

                   Berberice/Kıptice’dir, An” kelimesinin türevidir, “Çok sıcak” anlamına gelir. İki yerde geçer, birinde “kaynar su” olarak, diğerinde asıl anlamından farklı kullanılmıştır (Arapça karşılığı bulunmasına rağmen özellikle “cennet, cehennem” gibi “öte dünya” ile ilgili kelimeler başka dilden alınmıştır. Çünkü kaynak o dilde anlatılan/yazılan hikâyedir).

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.292).

6.         Onlara, acı ve kötü kokulu bir dikenli bitkiden başka yiyecek yoktur.

7.         O, ne besler ne de açlıktan kurtarır.

8.         O gün birtakım yüzler vardır ki, nimet içinde mutludurlar.

9.         Yaptıklarından dolayı hoşnutturlar.

10.       Yüksek bir cennettedirler.

11.       Orada hiçbir boş söz işitmezler.

12.       Orada akan bir kaynak vardır.

13-16.  Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.

Not.1         APAÇIK ARAPÇA” KUR’AN’DA YABANCI KELİMELER:

                   Meryem 97, Taha 113, Şuara 193-195, 198-199, Yusuf 2, En’am 92, Zümer 28, Fussilet 3, 44, Şura 7, Zuhruf 2-3, Duhan 58, Ahkaf 12, Nahl 103, İbrahim 4, Rad 37: Bu ayetlerde (16 yerde) Kur’an;

                   Biz Kur’an’ı iyice anlayasınız diye apaçık Arapça indirdik” diyor. Bir yerde;

                   Arapça bilmeyene indirseydik, yine inanmazdı” diyor! (Şuara 198-199). Bir yerde;

                   Kur’an’ı bir insan öğretiyor’ dediklerini biliyoruz, o kimsenin dili yabancıdır” diyor (Nahl 103).

Oysa;        bu ayetlerin (Vakıa 18, Zuhruf 71, Gaşiye 14, İnsan 15) Arapçasında geçen;

                   EKVABkelimesi Arapça değildir.

                   Nebatice’dir, “testiler” anlamına gelir, “küpler-kadehler” de denebilir. Genel anlamıyla ve ayette geçtiği gibi “kap” demektir (özellikle “cennet, cehennem” gibi “öte dünya” ile ilgili kelimeler başka dilden alınmıştır. Çünkü kaynak o dilde anlatılan/yazılan hikâyedir).

                   bkz. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.288).

17.       Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır!

18.       Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiştir!

19.       Dağlara bakmıyorlar mı, nasıl dikilmişlerdir!

20.       Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır!

21.       Artık sen öğüt ver! Sen ancak bir öğüt vericisin.

22.       Sen, onlar üzerinde bir zorba değilsin.

Not.1         Kafirun 6, Şuarâ 3-4, Yunus 99, Zümer 14-15, Gaşiye 21-22: Mekke döneminde oluşturulan bu ayetlere bakıldığında sanki İslamda tam bir inanç özgürlüğü varmış gibi algılanır. Oysa başta İslam literatüründe, “Kılıç ayetleri”olarak geçen Tevbe suresinin ilk 5 ayeti olmak üzere Medine’de oluşturulan bazı ayetlerde İslamı kabul etmeyenler için “ölüm fetvaları” bulunmaktadır. İşin aslı Muhammed henüz Mekke’de iken peygamberliğinin ilk yıllarında/ zayıf olduğu dönemlerde başka inançlara sahip güçlü kavimlerle sorun yaşamamak için bu gibi ayetler ortaya atarken; daha sonra Medine’ye geçip orada güçlenince tamamen farklı ayetler oluşturmuştur. bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.79-81).

Not.2         Bu normal bir durumdur; çün­kü savunmada olan bir insan veya örgüt elbette ki barıştan baş­ka bir şey isteyemez. Burada önemli olan, bu söylemleri öne sü­ren kişi veya örgütün, galip duruma geçerken takındığı tutumdur/izlediği yoldur.                bkz. Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni, (pdf-s.263-265).

Not.3         Hac 39: Bu ayette “Kendileriyle savaşılanlara (Müslümanlara) savaş için izin verildi. Çünkü bunlara zulüm yapılmıştır” denir. Özellikle bu ayet bağlamında “Muhammed Medine’de maddi olarak güçlendiği için kendisi savaşa izin veren bu gibi cümleleri Kur’an’ına yazmıştırgerçeğine karşı gelinirse, ben de derim ki,  hem Muhammed’in kendisi, hem de Müslümanlar Mekke’de de mazlumdu; peki neden tanrı orada da savunma amaçlı savaş ayetleri göndermedi?! bkz. Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.81).

23-24.  Ancak, kim yüz çevirir, inkâr ederse, Allah onu en büyük azaba uğratır.

25.       Şüphesiz onların dönüşü ancak bizedir.

26.       Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir.



Sonraki sure
KEHF | MAĞARA




KAYNAK KİTAPLARIN LİNKLERİ

1.      Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni

2.      Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2)

3.      Arif Tekin, Sümerlerden İslam'a Kutsal Kitaplar ve Dinler

4.      Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü

5.      Muazzez İlmiye Çığ, Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki Kökeni





SURELER (NÜZUL SIRASI)

Free Web Hosting