1- CENİN | ALÂK | İKRA (Kitap
Sırası-96)
Şefkatle
merhamet eden Allah’ın adıyla.
1-2. Yaratan Rabbinin
adıyla oku! O, insanı “alak”dan yarattı.1 [Alak, Alaka: “Cenin”]
Not.1 Burada
geçen “Oku” kelimesinin okuma yazmayla hiç ilgisi yoktur.
Burada geçen “Yaradan Rabbin adıyla oku”
cümlesinden maksat “Allah’ın adını an”, “Besmele çek” demektir. Hz. Muhammed de birçok sözünde “Kim
Kuran’dan tek bir harf okusa onun 10 günahı silinir, kendisine 10 sevap yazılır
ve Allah katında derecesi 10 kat yükselir” diyor. Doğrusu, onun okumaktan
gayesi halk nezdinde bilinen okuma yazma
değil; kendi siyasetini içeren
Kur’an kitabını okuyup tekrar etmek ve tanrının adını anmaktır. bkz. Arif
Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal
Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.84).
Not.2 A’lak
1, Ankebût 48:
a) Muhammed’in okuryazar olmadığı iddiasının (Ankebût
48) mantıkla bağdaşması mümkün
değildir. Kur’an’ın ilk cümlesi (A’lak
1) “Oku!”dur. O halde insanlığa
taşıdığı ilk mesajı “oku!” olan bir
insan (Allah elçisi), nasıl olur da 63
yıllık hayatı boyunca okuma yazma öğrenememiş?
b) Muhammed ya Allah’ın bu emrini yerine getirmemiş ya da okuma yazmayı öğrenecek akli yeteneği yok demektir. Oysa akıllı ve
zeki olmak (fetanet sahibi olmak) İslama göre peygamberliğini ön şartıdır. Dolayısıyla
Muhammed’in okuryazar olmadığı
iddiası sadece inandırıcı olabilmek (“öyleyse bu kitap kesin Allah’tandır” dedirtebilmek) için uygulanan bir taktiktir.
c) Sonuç olarak; “Kur’an, Allah’ın Muhammed
aracılığıyla insanlığa gönderdiği bir kutsal kitap değil; tam tersine, Muhammed’in
şu veya bu şekilde ortaya çıkardığı beşeri bir yapıttan ibarettir”.
bkz. Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni, (pdf-s.41-46).
3. Oku! Senin
Rabbin en cömert olandır.
4-5. O, kalemle
yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.2
Not.1 A’lak
1-5: Hz. Muhammed’in aldığı vahyin ilk cümlelerinde Tevrat’ın mantalitesi
görünüyor. Yahudi peygamberlerinden Yeremya
küçük yaşta peygamberlik görevini üstlenince inandığı tanrısına hitaben, “Ey Yehova! Ben küçüğüm söz bilmiyorum,
nasıl anlatacağım?” diyor. Bunun üzerine rab Yehova ona, “Korkma ben
seninleyim” karşılığını veriyor. Bu arada Rab kendisine, “Elini uzat, ağzına bir şey bırakırım; işte
bunlar sözlerimdir” diyor. Tıpkı Hz. Muhammed gibi: İlk gelen ayetin
okunması isteniyor, o da “ben bilmiyorum” karşılığını veriyor. Gerçi “bilmiyorum”
Kur’an’da geçmiyor; bu hadislerin eklemesidir. Ama olsun. Sonuçta
hikâye-mantalite aynı.
bkz.
Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an
(Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.40).
6-7. Hayır, insan
kendini yeterli gördüğü için mutlaka azgınlık eder.
8. Şüphesiz dönüş
ancak Rabbinedir.
9-10. Sen, namaz
kıldığında kulu (bundan) engelleyeni gördün mü?3
Not.1 Kuran’a
göre namaza “Salat” denir. Bu ismin bile Arapça olmayıp daha önce doğu Hıristiyanları tarafından
kullanıldığı bir gerçektir. Aramice’de
“Selota” kelimesi katlamak, bölmek anlamlarına gelir. Bilindiği gibi insan namazda da bükülür,
katlanır.
İslamiyetteki cuma namazı bile Muhammed’den
epey önce Kab b. Lüey tarafından
vazedilmiştir. Kendisi ilkin buna “Yevmü’l arube, maruzat” gibi isimler
koymuş, daha sonra bunların yerine (yine Kab’ın kendisi) cuma
ismini takmıştır.
Kuran’da İslamî mabede/camiye “Mescid”
denir. Buna benzer bir ismi (Masgeda)
daha önce Nebatî ve Süryaniler de kullanmışlardır.
bkz.
Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal
Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.90).
Not.2 Namaz ayetleri: A’lak 9’dan başlayıp 53 sure 119 ayette
132 kez geçer.
Oruç ayetleri: Bakara
183’ten başlayıp 7 sure 11 ayette 11 kez geçer.
Namaz vakitlerinin güneşe
göre tespiti, aynı zamanda ramazan orucunun başlangıcının, hilalin/ayın
görünmesine göre saptanması gösteriyor ki namaz, başlangıçta çok
tanrılı Sumer mitolojisinin güneş
tanrısı Utu/Şamas için icat edilmiş, zaman içinde tanrı buyruğu olarak da bugünkü halini almıştır.
Keza Sümer mitolojisindeki bilgilere bakıldığında, orucun da ilk zamanlarda ay
tanrısı Nanna/Sin için
tutulduğu ortaya çıkıyor. Zaten Sümerlerde ay 15 günlük iken veya
görünmediği zamanlarda, halk yas tutarak bazı yemekler yemezdi; ayrıca bu
durumda dini törenler düzenlenirdi.
Muhammed’den önce Araplar oruç tuttukları zaman bunu aya göre
tespit ederlerdi. Bu konuda Muhammed “Ay
tamamıyla göründüğünde (dolunay olduğunda) her ayın 13, 14 ve15. günleri oruç
tutun sevaptır” diyor. Bu da şunu gösteriyor ki, İslamiyet’te var olan
oruç, başlangıçta ay tanrısı için
tutulmuş; ne yazık ki bu batıl inanç zamanla kutsal dinlerde de
onaylanıp tanrı buyruğu olarak
insanlara yutturulmuştur. bkz.
Arif Tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal
Kitaplar ve Dinler, (pdf-s.100).
11-12. Ne dersin, ya o
(engellenen kul) hidâyet üzere ise; ya da takvayı (Allah’a karşı gelmekten
sakınmayı) emrediyorsa!?
13. Ne dersin
engelleyen, Peygamberi yalanlamış ve yüz çevirmişse!?
14. O Allah’ın, her
şeyi gördüğünü bilmiyor mu?
Not.1 “APAÇIK ARAPÇA” KUR’AN’DA YABANCI
KELİMELER:
Meryem
97, Taha 113, Şuara 193-195, 198-199, Yusuf 2, En’am 92, Zümer 28, Fussilet 3,
44, Şura 7, Zuhruf 2-3, Duhan 58, Ahkaf 12, Nahl 103, İbrahim 4, Rad 37: Bu
ayetlerde (16 yerde) Kur’an;
“Biz Kur’an’ı iyice anlayasınız diye
apaçık Arapça indirdik” diyor. Bir yerde;
“Arapça bilmeyene indirseydik, yine
inanmazdı” diyor! (Şuara 198-199). Bir yerde;
“‘Kur’an’ı bir insan öğretiyor’
dediklerini biliyoruz, o kimsenin dili yabancıdır” diyor (Nahl
103).
Oysa; (ilk
kez) bu ayette geçen;
“ALLAH” kelimesi bile Arapça değildir.
“Ay Tanrısı” anlamına gelen “İlah” sözcüğünden gelir.
bkz.
Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an
(Kur'an'ın Kökeni -2), (pdf-s.268-269).
15-16. Hayır! Andolsun,
eğer vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden; o yalancı, günahkâr perçeminden
yakalarız.
17. Haydi,
taraftarlarını çağırsın.
18. Biz de zebânileri
çağıracağız.
19. Hayır! Sakın sen
ona uyma; secde et ve Rabbine yaklaş.
DİPNOTLAR (Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Dipnotları)
1. “Alak”, yahut
“alaka”, erkeğin spermiyle döllenmiş dişi yumurtadan bir hafta zarfında oluşan
hücre topluluğunun rahim cidarına asılıp gömülmüş şekli demektir. Ceninin ana
rahminde geçirdiği evreler ile ilgili olarak Hac sûresinin 5. ve Mü’minûn
sûresinin 14. âyetine bakınız.
2. Bu ilk beş âyet, Hz.
Peygamber Hira mağarasında iken Cebrail’in ilk getirdiği âyetlerdir. Bu
âyetlerin inmesinden sonra vahiy bir süre kesilmişti ki bu süreye “fetret
dönemi” denir. Daha sonra Müddessir sûresinin inmesiyle fetret dönemi sona
ermiştir.
3. Ebu Cehil,
“Andolsun, eğer Muhammed’in namaz kıldığını görürsem onun boynunu ezeceğim”
demiş ve bir gün bu dediğini yapmaya kalkışmıştı. Fakat Hz. Peygamberin yanına
geldiğinde düşündüğünü gerçekleştiremeden titreyerek korkuyla kaçmıştı.
Âyetler, bu olaya ve Hz. Peygamber’in ilâhî koruma altında olduğuna işaret
etmektedir.
KALEM | NÛN | İSTEDİĞİNİ YAP
KAYNAK KİTAPLARIN LİNKLERİ
1. Arif Tekin, Kur'an'ın Kökeni 2. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2) 3. Arif Tekin, Sümerlerden İslam'a Kutsal Kitaplar ve Dinler 4. Arif Tekin, Bilinmeyen Yönleriyle Hz. Muhammed'in Ölümü 5. Muazzez İlmiye Çığ, Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki Kökeni |